Küresel arenada bankacılık ve finans sektörü köklü değişimler ile karşı karşıya. Bizleri bankaların bütünüyle görünmez olduğu ancak bankacılığın her yerde olacağı bir gelecek bekliyor.
Cep telefonunuzda bir uygulama satın aldığınızda artık ödeme onayı vermek parmak izinizi okutmak kadar kolaylaştı. Hatta öyle ki bu süreçte parmak izimizi okutmak bir satın alma eyleminden çok sadece uygulamayı indirmenin bir ara yolu şeklinde bilinçaltımıza işlemiş durumda. Uber kullandığınızda, Netflix veya Spotify gibi servisler için aboneliklerinizde ödeme süreçleri artık bütünüyle görünmez hale geldi.
Değişim sadece ödeme faaliyetleri ile sınırlı değil. Avrupa’da 2009 yılında 238 bin 467 olan banka şubesi sayısı 2015 yılında 188 bin 851’e düşmüştü bu rakam muhtemelen aradan geçen üç yıllık dönemde çok daha azalmıştır. Benzer şekilde Kuzey Amerika’daki banka şubeleri de azalıyor.
Son yıllarda Türkiye’deki büyük bankalarda da gözle görülür değişiklikler oluyor. Artık veznelerin yerini şube içindeki gelişmiş ATM cihazları, müşteri ilişkilerine ait minik odacıkların ve resmi görüşmelerin yerini ise ferah ortamlardaki yüksek masaların etrafına konumlandırılmış yüksek iskemleler ile sohbet edasında geçen görüşmeler alıyor.
Pek çok sektörde verinin, mahremiyet ve gizlilik esasına uyarak, serbestçe dolaşabildiği açık veri yapıları için çalışmalar yapılırken bankacılık sektörü için “Açık Bankacılık” kavramı artık bir standarda dönüşüyor. Avrupa Birliğinde yürürlüğe giren PSD2 düzenlemesi ile birlikte artık lisans alabilen şirketler ödeme yapma ve kabul etme hizmetleri verilebilecek (Payment Initiation Service Provider – PISP) ve izin veren müşterilerinin mevcut banka hesaplarına da bağlanarak veri çekebilecek ve bu veriler üzerinden servisler sunabilecek (Account Information Services Provider – AISP). Geçtiğimiz ay başında Google tüm bu imkanları elde ettiği lisansı İrlanda’da aldı ve tüm AB ülkelerinde bu hizmetleri verebilecek. Tam bu noktada yazımıza başladığımız noktaya geri dönüyoruz; parmak iziniz ile uygulama satın alma işlemi artık bilinçaltımızda sadece bir uygulama indirme işlemine indirgeniyor. Amazon Go kasasız bir alışveriş deneyimini bugünden örneklendiriyor. Yakın bir gelecekte bu süreç sadece uygulamalar için değil, yaşantımızın tüm adımlarımda standart hale dönüşecek.
Böylesine bir gelecek için Blockchain ve türevleri gibi güven protokolü sunan yenilikçi teknolojiler, günümüzle kıyaslama bile kabul etmeyecek şekilde ortaya çıkacak devasa veriler ile baş edebilecek yapay zeka çözümleri çok daha önemli hale gelecek.
Popülizmi seven medyanın ön sayfalarında Bitcoin ATM’lerine dair haberler okuyabilirsiniz ve bu geleceğin finansal sistemine dair bir rota olarak size sunulabilir. İşin doğrusu; bankaların hiçbir yerde görünmediği ancak bankacılık servislerinin her adıma entegre olduğu, yenilikçi teknolojiler ve “Açık Bankacılık” kavramı üzerine kurulacak yapılarda Bitcoin ATM’leri ancak basit birer oyuncak olarak kendilerine rol bulabilecekler.
Bu yazı Digitalage Dergisinin Şubat 2019 sayısı için kaleme alınmıştır.